23 Aralık 2008 Salı

ÖlüMMM...


Bazen 5 yaşındaki bir çocuğun elinden balonlarını alır, bazen 85 yaşında bir ihtiyarın kalbinden korkularını...

Herkese adil zamanlar,adil acılar sunmasada yaşam kopmak zor gelir insana.Bırakıp gitmek istemez insan...Bazen bu gidiş umulmadık bi zamanda gelir,bazense uzun bekleyişlerin sonunda.

Yeryüzünü toprağın üstünde sevenler, altını hiç düşünmezler ama toprak boşu boşuna bu kadar cömert değildir onlara.Canıyla besler seni, kanıyla...Peki ya sonra? Ayaklarından tutup içine almaz belki seni , ama sen onu çiğneyip salınırken bile o senın ona döneceğinin farkında.O yüzden aldırmaz senın küçük dağları ben yarattım edana...

Ölümmm...Siyahla beyazın arasındaki gri belkide...Sana sunulan beyaz yaşamı siyah olarak mı teslim ediceksin. beyaz olarakmı kalıcaksın...Hayatımı değiştiriceksin, yoksa sıradanlaşıp sürüyemi katılacaksın.Zaman sana ayna tutucak, kendine bakıp,kendine dönüp sorularını cevaplandırıcaksın.Dünyanın eteklerine ne kadar sıkı sarılırsan sarıl unutma, seni de silkeleyip atıcak sonunda!

20 Aralık 2008 Cumartesi

...MiLAT...


Hayat senden sonra ve senden önce diye ayrılmamalıydı.



Yokluğun bi milat olmamalıydı yada...



Güneş çıktığında gölgem yerde belirmeliydi,



Gölgem yok diye güneş doğmamazlık etmemeliydi mesela.



Aşkın gölgem olmamalıydı. Yada,Gölgem beni bırakmamalıydı.


Geldiysen kalmalıydın yada...


Giderken uğramamalıydın hayatıma!


Bir solukluk olmamalıydı aşk...


Nefesimi ciğerlerimden çalıp sinsice gitmemeliydin.


Öncesi vardı ya, sonrası da olmalıydı.


Zaman sende saplanmamalıydı.


Ruhumu senden öteye sürüklemeye çalışmamalıydım.


Varlığın canımı acıtmamalıydı...


İlk başkarda, hani en başında...


Bir " sen" bir "ben" vardım ya...


Sen giderkende geride bir "ben" kalmalıydı.






13 Aralık 2008 Cumartesi

Deniz Yıldızının Masalı...


Küçük deniz yıldızı suyun derinliklerinden görüp, hayaline aldandığı yıldızın peşine takılıp vurunca kıyılara; anlamış, yıldız hiç ait olamazmış ona.

İkisini birleştiren mavilikler sonsuz bir bütün gibi gözüksede, çabaladıkça ve ilerledikçe nafile çıkmış deniz yıldızının çabaları.Deniz bitince gökyüzü başlamazmış meğer,Sonrası sonsuz bi kıyı...

Meğer Sevdasının hayaliyle çıktığı kıyıda ona yaşam yokmuş.Dönmek için çabalamış durmuş denizine...Pişman olmuş Deniz yıldızı , Bir hayalin peşine takılıp gidilmezmiş sevda diye. Hayal etmiş durmuş parlak yıldızını...Düşünmüş yanında kendini, yakıştıramamış.Sevdasının hayatında yer yokmuş ona, bir bütünde kendini hep belli edermiş ya yama...Aitsizliğini anlayıp dönmüş denizine.Deniz açmış kollarını, sarıp sarmalamış deniz yıldızının yaralarını.Sonra denizi farketmiş küçük yıldız; Ona hiçbir karşılık beklemeden sevgisini sunan denizi... Sevda demiş farklı dünyalarda değil de kendi dünyanda yaşanmalı.

12 Aralık 2008 Cuma

MaSaL OlduK İkiMizDe....


Masal olduk ikimizde....Henüz saat 12 göstermemişti bile...Anlamadık ayrılığı, bilemedik zamanını.Aniden seni benim hayatımdan, beni senın hayatından aldı. Sana göre ben gittim sen kaldın. Bana göre sen yittin ,ben kaldım. Sen, ben derken bizi bitirdik. Alalacele bir ayrılıktan kalıntılar var, gözlerimden süzülmekte...

Masal olduk ikimizde... Kurtta, kuzuda biziz bu hikayede.Kendimiz kestik rapunzelin saçlarını, kendimiz giymedik sindirellanın ayakkabısını.Suçlu benim, birazda sen...Ya da içimizdeki gurur.

Masal olduk ikimizde... Cadılar yapmadı bunu, yada büyücüler...Ne yaşadıysak biz yaşadık, ne yaptıysak biz yaptık.Soluk borumuza geldi dayandı bu Masal, yutkunamadık.Yaş oldu bazen, bazen de sızı...

Masal olduk ikimizde...Yazık ki anlatılamadık.Hiç kimse bilmedi bu masalı, hiç kimse yaşamadı.

Masal olduk ikimizde yazık ki biz diye bir şey kalmadı !

Seni Değil de Kendimi Kandırıyorum Aslında...


Özlediğimden değil aslında, ama bazen merak ediyorum seni...

Hangi şehirden bakıyorsun gökyüzüne.

Neler geçiriyorsun içinden.

Saçın sakalın uzadımı yada...

Hayat hangi yaşanmışlıkları bıraktı yüzünde.

Zamanın izleri nasıl durdu o yüzde?

Özlediğimden değil aslında, ama bazen merak ediyorum seni...

Nelere gülüyorsun, neler ağlatıyor seni.

Benim ağlamam için mesela halen Volkan Konağın şarkıları yeterli !

Gülmem için sebeb aramayı bırakalı çok oldu zaten :)

Bazen merak ediyorum seni...Özlediğimi sanma!

Nelere pişmansın, Keşkelerin varmı halen gönlünün kuytularında...

Mutlumusun hayatın sana sunduklarından,

Yada en çok neyi yitirdiğine yanıyorsun.

Bazen merak ediyorum seni ...Özlediğimi sanma.

Aradan onca gün ,onca ay, onca yıl geçti.

Halen seni düşünüpte yandığımı sanma.

Dedim ya seni özlediğimi sanma.

Ve Böyle diyorum diye sakın bana kızma!

Seni Değil de Kendimi Kandırıyorum Aslında...

Zaman Bizi Karşılaştırmalı Hayatın Bir Karesinde...


Bir nehir kenarında oturmalıyız seninle, yada bir deniz kenarında...

Elimizde birer fincan sıcak kahve olmalı mutlaka...Eski günlerdeki gibi...

Uzun uzun konuşmalısın, araya giren onca yıla inat.

Doya doya bakmalıyım gözlerine, geçen senelere inat !

Sen yine sohbeti uzattıkça uzatmalısın...

Bense boş gözlerle etrafa bakarak seni kızdırmalıyım!

Sen dinleyip dinlemediğimi kontrol eder gibi sorular sormalısın yine...

Ben haline gülmeliyim, Sen gülümsememe gülmelisin...

Sonu gelmeyen sohbetlerimiz olmalı...Sonu gelmeyen yaşanmışlıklarımız.

Zaman bizi tekrar karşılaştırmalı hayatın bi karesinde.

Sen tümden çıkmış olmamalısın hayatından

Ben geride kalan ,sen terkeden olmamalısın, böyle kalmamalısın aklımda

Yüzün resimlerde kalmamalı, Sesinden o şarkıyı yine dinlemeliyim mesela...

Yüreğinde benden boşalan bir yer olmamalı...

Zaman bizi karşılaştırmalı yine hayatın bi karesinde...

Bu kez son gördüğüm gibi yanında başka birisi olmamalı...

İçinde terketmişliğin pişmanlığı olmalı mesela...

Aldatmışlığın acısı...

Kimsede aynı huzuru yakalayamamışlığın özlemi olmalı mesela...

Anlatıcakların olmalı...

Zaman bizi karşılaştırmalı yine hayatın bi karesinde...

Gönlümün bunca sancısı, bunca bekleyişi boşa olmamalı!


29 Kasım 2008 Cumartesi

SürGünn...







Sen sırtını dönünce bana...Aklımda yüreğime sırt çevirdi."Artık sanada sevdanada güvenmicem, bakıcam başımın çaresine." dedi.Bense aklıma inat vazgeçmedim senden, o ne kadar uzağa götürürse götürsün bedeni...Ben her gittiğim yere götürdüm seni.

25 Kasım 2008 Salı

İsTaNBuL...


Artık salınmayacağım sokaklarında... Bakmayacağım denizine, ıslanmayacağım yağmurunda, ısınmayacağım güneşinde...


Aldanmıcam sana istanbul...Verdiğin loş umutlara kanıp yollara koyulmayacağım, yolların sonundaki karanlıklarda kaybolmayacağım.


Ben gidiyorum ya İstanbul, Sen iyi bak kalanlara, bıraktıklarıma...Toplayıp sana dair kırgınlıklarımı gitsemde kıymetlilerim halen senin sokaklarında salınmakta...


Sen açmadın ya bana o koca yüreğinde yer, bende artık seninle ufacık yüreğimi acıtmayacağım. Gidiyorum istanbul.Biliyorum ardımdan ağlamayacaksın...Sende bilki bir daha sokaklarına uğramayacağım.

DiLeK


Benim için gökyüzünde asılı bir yıldızdın sen...
Sana Bakıp binlerce dilek tuttum.
Ama sen, Onlardan biri için bile kaymadın.

Çocukluk İşte...




Çocukluk işte benimkisi...Başkasının elinde gördüğün bir oyuncak için ağlamak gibi bişey...Elde edememenin hüznü...Seni başkasının yanında görünce sızlanmalarım ağlamalarım ondan, içimde bir yerlerde ufak bir kız çocuğu gizli.
Çocukluk işte benimkisi...Yetişemediğinin ardından koşarken düşersin ya hani, dizlerin kan revan içindedir. Ellerinde bir acı...Yüzüstü yere kapaklanmanın sancısı...Uçurtmanın güzelliğine aldanıp sürüklenirken peşinden görmezsin ya hani yolun üstündeki engelleri...Öyle birşey işte...Masum bir aldanış belkide. Sonunda bana kalan yalnızca sızı...Senin ışığının etrafında dönen küçük bir ateş böceği gibi...Gülüşüne takılıp sonumuzu göremedim.Işığın kör etti beni.
Çocukluk işte benimkisi...Çikolata yerken eline yüzüne bulaştırırsın ya hani...Seversin ama yemeyi beceremezsin...Galiba seni sevmeyi de beceremedim, bu sevda elime yüzüme bulaştı.
Sen başkasını seviyorum dediğinde sana küstüm ya hani... Kızma bana! Çocukluk işte benimkisi... Senın yolunda koşarken düşmekten yoruldum, yüreğimde senden kalan yamalardan yoruldum...Çocuk gönlüme bu sevda ağır geldi.Sanada Sevdayada küstüm!

Seni Seviyorum...


"Seni seviyorum." dedi adam kadına... Ama nasıl ? Uyandığımda aklımda sen gece yatarken yine aklımda... Sesin dünyanın en eşsiz şarkısı, yüzün huzurun resmi...Kokun ise cennet bahçesi...

" Seni Seviyorum." dedi adam kadına...Uçsuz bucaksız, sınırsızca...

Adam konuştu kadın dinledi. Düşündü kadın adamın ona söylediklerini..." Sevgi değil" dedi sendeki "aşk değil." Sendeki küçük bir çocuğun yeni aldığı yada alacağı oyuncağına duyduğu merak, belkide tüketme hevesi...

Aşk ki sessizdir, içinde bir yerlerde kendini yer bitirir de lanet olası sözcüklere dökülemez. Asil dir aşk.Kendini ifade etmek için sözcüklere sığınmaz. "Aşk değil."dedi kadın senin anlattığın...Olsa bilirim , anlarım.
Aşk ki tüketti benim yaşama hevesimi. Yağmurlu bir günde dar bi sokakta bir çift gözün peşine takılıp terkedince yürek bedeni...Bir çift gözün esaretinde geçti koca bir ömür.Yürekten geldi sözcükler çoğu zaman, dayandı soluk boruma...İki çift lafa dökülmedi ama...Ama o hep bildi benim onu sevdiğimi, Aşkı sözcüklerle kirletmeyeceğimi bildi, sevdamın dilsiz olduğunu bildi.Gözleriyle söyledi bana beni sevmediğini...Başka birisinin aksi düşünce gözlerinin hayal odasına anladım gönül tahtında yer yoktu bana...Aşk dilsizdi.
Onu sevmek için hiçbir sebeb aramadım.Bir çift göz yetti...O' da başkasını sevmek için bir sebeb aramamıştı belli...Ayrılığa bir çift göz yetti.
"Sen Başkasını seviyorsun!" dedi adam kadına...Kadın; Sana birşey söylememe gerek yokki benim Bunu Anlaman için benim gözlerime bakman yeterli...

18 Kasım 2008 Salı

BİR UMUT...


Bugün kapıyı açtı bana ilk kez sensizlik...Karşıladı beni görkemli bir sessizlikle!



Evet...Hayatımı yanlızca bana bırakarak gitmişsin! Kendince hayatımdaki "sen" leri alarak.



Mutfak dolabından kupanı almıssın mesela...Gardrobundan kırmızı hırkanı...Kapı eşiğinden terliklerini almışsın mesela...Banyodan diş fırçanı...



Yastığımda kokun var ama halâ, çerçevelerde resimlerimiz...Gülüşün var mesela...Odalarda gizlenmiş.Göz kapaklarımda sülietin var halen her kapadığımda karşımda...İçimde kör olası bir umut var mesela...Sabahlara uyanışıma, telefonlara koşmama, camlardan bakmama, içimdeki senden vazgeçmememe sebeb...Bir umudum var halâ..."Ben unutmadım ya onu...O'da unutamaz beni kolayca..."

11 Kasım 2008 Salı

GüL




Bazen; gülün üzerine düşen bir çiğ damlasıdır yaşam!
Kayıp gider yapraklarından tutamazsın.

ZoRRR !!!


Günü geceye teslim etmek zor! Seni hayata...Sensiz sabahlara uyanmak zor, sensizliğin sancılarına katlanmakta! Seni Başka hayatlara uğurlamak zor, buna dayanmakta...
Giderken demiştin ya hani; Bensizliğin kör sancıları bir zaman sonra sana yeni bir hayat doğuracak. O hayatta herşey gönlünün dilediği gibi olucak. Olmadı...
Şimdi dilsiz cümlelerim var gidişine dair... Saçma sapan avuntularım.Hani bir zaman, ilk zaman şaşırırmış ya insan...Aynen öyleyim.Sensiz hergünüm maskeli bir balo artık,Hergün yeni bir maskem hergün yeni bir yüzüm! Sensizlik ilk yüzümü unutturdu bana.Senin yüzünü ise asla...

8 Kasım 2008 Cumartesi

aŞk...


Aşk gönlün çocukluğuymuş meğer;
ve Ben Artık büyümek istiyorum !

18 Ekim 2008 Cumartesi

Mavİ


Nasıl anlatırım senı..Yada sensizliği bilmiyorum.Bildiğim tek şey var! Sensizliğin bana sunduğu maskelerden yoruldum artık.Hergün yeni bir maskem...Hergün yeni bir sensizlik.
Denize bakmadım bir süre ve gökyüzüne...Kafamı kaldırıpta görmedim mavilikleri...Senın gözlerini bana hatırlatmasın yine...Mavi...Yalnızca gözlerindi.
Gidiyorum dediğinde dur demedim sana...Gitmene engel olmadım.Benı hayatından çıkarmanı izledim sessizce.Buralara dönmem için sebebim ol dedın ya...Ben ikimize de sebeb olmak istemedim.Benden hayatının neresınde vazgeçeceğini bilmiyordum çünkü...Vazgeçeceğinden emindim ama...Sırtındaki bir kambur gibi...Hayatına giren ilk zorlukta beni bıraktın çünkü.
Sana dur demedim.Evet...Senin vazgeçişlerinden ve usanıp dönüşlerinden yoruldu bedenim.Peşinde savrulmaktan...Senın yapamadığını yaptım.Seni bıraktım.Hemde senınle...
Vazgeçtim senden...Acısını hisset dedım vazgeçilmek nasılmış yaşa...Aklımdan ezberimden ilk numaranı sildim.Anılarıysa asla...
Ortak arkadaşlarımızla görüşmedim.Seni bana sorucak, senı bilen kimseyi bırakmadım hayatımda.Adını anan yok artık hayatımda.Benden başka...
Bir meydanda dudaklarından dökülen küçük bir elvedayla bitti herşey.Küçük bir kıvılcım yaktı koca bir geçmişi... Şimdi yıllar geçti.Ben aynalara bakamıyorum halâ...Bedenımde senın yüzünü görmekten usandım. Sen gittin bense yıllarca kendı bedenımde bana ait olmayan bir yüzle yaşadım!
Şimdi bu satırlar sensızlığı anlatan ilk ve son yazım. Bir daha yazmıcam senı...Anlatmıcam kimselere...Yaşa dur sen içimde, karanlıklarda...Benım yasadığım gibi...Boşa çabalama, günışığına çıkmıcaksın artık .Senı öyle bir yerine gizlicem ki yüreğimin,bir zaman sonra nerede oldunu bile UNUTUCAM!

17 Ekim 2008 Cuma

... YeTeR BaNa...


Hiç şikayet etmem ben susarım...Anılar yetmez bana , sen de kal demem. Gitme demem. Yollardan alıkoymam senı, yollarını bana çıkarmam. Kendimle olan kavgalarımda sana hesap çıkarmam .Söz...
Hiç şikayet etmem ben susarım, sensizlik yakmaz canımı.Yaşarım bi şekilde.Kör topal dayanır yüreğim senden gelene ve sensizliğin getireceklerine...
Hayata kızmam, gidişlerinle kahrolmam.Ona boynum bükük.Seni sundu hayatıma...Yollarımızı kesiştirdi.Ayırması mühim değil.Gitmende...Geldin ya...Vardın hayatımda.Bu kadarı yeter bana...

Doğum GünüN


Bugün...Bambaşka bir gün... 365 günün benim için en anlamlı günü...Doğum Günün. Dünden beri bugünü düşünüyorum.
Acaba ne yapıyorsun? Kimler var yanında...Gülümseyişlerin artık kimin hayatında. Hayatının bu kadar uzağında kalmak yakıyor canımı.Bensiz bir hayat sürmen... Bensizliği kabullenebilmen... Yokluğumu hissediyormusun acaba? Özlüyormusun beni.Olsa yanımda bana ne sunardı diye merak ediyormusun?
Şimdi sen hayatındaki bir dünya insanla yeni resimler çektireceksin albümüne eklemek için. Bense yine senle dolu albümlere bakıp,artık hayatımda olmayan birinin doğum gününü kutlayacağım.İyiki doğdun, İyiki varsın. Benden uzakta bensiz bir hayatta gönlüne düşenleri hayat yaşamında bıraksın. Almasın senden hiç bir anlamını , çalmasın hayatının anlamlarını...
İyiki doğdun...Sen mumlarını üflerken neler dilicen, kimlerle olucan bilmiyorum.Ama ben uzaklarda bir yerlerde bir albüm dolusu senle, uzaklara teslim ettiğim birinin varlığı için yeniden hayata teşekkür edicem.

16 Ekim 2008 Perşembe

SöZZZ




Sözümü tuttum.

Sensiz hiç kalmadım.

Her güne seninle uyanıp,

Her gece sen diye kendime sarıldım.



Sözümü tuttum.

Senden sonra gönlüme kimseyi almadım.

Ve seni

Gönlümden hiç çıkarmadım.



Sözümü tuttum.

Senden başka kimsenin

Gözlerinde kaybolmadım.



Sözümü tuttum.

Sen diye koca bir yalnızlıkla yaşadım.

Sen gittin, ben zamanı sende bıraktım.



Dün yine gördüm seni...

Ellerimi bıraktığın yerde.

Başka birinin saçları düşmüştü bu kez omuzuna

Evet aynı yağmur da ıslandık belki yine...

Ama ayrı kişilerle...

Ben bi düş

Sen bir gerçekle


Şimdi düşünüyorum



Ben sözümü tuttum



Kim için, neye yaradı,niye....




Kör DöĞüŞü


Sırtında saplı bir bıçak sevdandan kalma...Sen dogrulmaya çalıştıkça büküyor belini acıtıyor içini.Eğiliyorsun, eğiliyorsun...
Gökyüzündeki yıldızları görmeden koca bir zaman geçiyor.Sen farketmiyorsun.Tek hissettiğin bir sızı...İki büklüm kalıyorsun hayata karşı.Ölmeye cesaretin oluyorda yaşamaya asla...Acizliğin yakıyor canını, sevdiğinden gelen daha çok...Sana bunları yaşatanı sevmiş olman daha da çok...Sonra ben yaptım bunları kendime diyorsun kimsenin suçu yok.Aslında gökyüzünü görmeden geçirdiğin zamanlarda hep kendinle hesaplaşıyorsun.Gölgenle kör dövüşlere tutuşup kendin yenip, kendin yeniliyorsun.
Yorulup bu çatışmadan, söküp hancerini sırtından dikiliyorsun hayatın karşısına.Söyleyecek tek bi sözün yok.Şimdi susma vakti.Sen kan kaybettiğini zannediyorsun, halbu ki zehrini kusuyorsun.Zaman yarana merhem olup senı tekrar yolluyor hayata. Kavgana devam et diye...En büyük düşmanın sensin bu kez UNUTMA !

SapLanTı




Aklımın koridorlarında kayboldum.Yollar yine sana çıktı kurtulamadım.Nerelere gizlenmişsin meğer...Hiç ummadığım anda, hiç beklemediğim zamanda bir hayalet gibi yine "SEN"...
Takıldın kaldın aklıma...Aslında özlediğim ve beklediğim hiçbirşey yok sana dair. Seni hatırlamak bile istemiyorum.Hatta unutmam en isabetlisi...Çözemediğim tek şey ise neden herkezde senın gözlerin senin gülüşün gizli...Koca bir hayata sırtımı döndüm senın için.Arkama dönmeye cesaretim yok.Ardım yalnızlık...Ardım hüzün...Yolun sonu ise yine "SEN"...
Şimdi yapmam gereken;Senı aklıma sokan ,hayatıma sokan yüreği terketmeli...Son hız uzaklasmalı ardına bile bakmamalı.Başa bela açan bi yüreği aklın darağacına asıp,senle ilgili ne kadar anı varsa bir bir yakmalı.
Sonra bir sabah uyanmalı güneşli bir sabah ama...İçimdeki umut güneşe fırsat bırakmadan bedenımı ısıtmalı. Hayatımda "SEN" diye biri kalmamalı, yalnız "BEN" kalmalı."BEN" yalnız kalmalı...

10 Ekim 2008 Cuma

UYANIŞ...


Hani kalkar ya gözünden perdeler, uyanırsın sanki yüzyıllık uykundan...Ama sen çok gerisindesindir hayatın, herşey gitmiştir,değişmiştir.Zaman, insanlar...

Kalabalıktan yalnızlığa düşer gibi, köklerini toplayıp toprağını terkeder gibi...
Yabancısındır hayatına, ailene, arkadaşlarına.Gözlerin açılmıştır.Perdeler kalkmıştır ama bu kez hüzün perdeleri sarmıştır dört bir yanını.Kimseyi görmezsin, yüreğinde bir yorgunluk.Sevdandan kalma...Hemde tüm zırhlarını
soyunmusken sen aşka...Şimdi bu çıplaklığı örtecek perdeler gereklidir sana, gözyaşlarını gizleyecek.

Kendine sığınırsın, kimseyi görmez gözün bi süre...Acını en büyük acı sanırsın, bazende kendini Dünyanın en güçlü insanı.Ağladığında kızarsın kendine, Ağlamadığındaysa yürek kızar taktığın maskeye!

Ve birgün zaman çalar kapını...Açmak istemezsin ama kapının altından sızı verir odana.Açar tüm perdeleri gösterir sana güneşi...Herşey geçmiştir artık.Hepsi bitmiştir.Hüzünlerini emanet edip zamana, yol alırsın... Evet belki yine hüzünler bekler seni yolların başında ama bu kez bilirsin ki zaman hep geçicek , sen acılarda sabitlensende o kendini sabitlemicek.Sen ne kadar dirensende o gelicek ve açıcak perdelerini gösterecek sana güneşi .!

8 Ekim 2008 Çarşamba

BiTT


Aşk Bitti.
Düş Bitti.
Söz Bitti.
Masal Bitti.
Gözümde yaş bitti.
Sende bit ne olursun...

BiZi KaYBeTTiMM...

Bu sabah ben olarak kalktım uzunca bi sürenin ardından.Bizi dünde bıraktım.Uğurladım tüm gece , gözyaşlarım sel gibi.Meğer ne çok dolmuş içim seninle.Yüreğimde bi çukur,bir kuyu... Ansızın eşyaları kapı önüne konmuş bir ev gibi.Odalarım ıssız,sessiz,yalnız.
Gecenin karanlığına karıştın,ardından baktım,baktım.Yalnız kaldım.Ben kaldım. Eksildim,Azaldım.
Biliyorum yerini başkaları alacak,yerimi başkaları alacak.Bilmek kötü...Kabullenmek daha da kötü. Ama biliyorum ki unutamayacaksın beni.Gök gürlediğinde korkardı diyeceksin,ürkerdi.Karanlık çöktüğünde geceydi diyeceksin, ayrıldık geceydi...Bana benzeyen sülietler hatırlatıcak beni sana, tıpkı bana senı hatırlatacağı gibi.Zaman bizle oyun oynucak,aklımızla...Bazen aklına ben geliceğim yanında başka biri,Bazen aklıma sen geliceksin yanımda başka biri...Bu böyle gitmeyecek, canımız acıyacak, içimiz kavrulacak ama hiçbirşey ayrılığa çare olmayacak.
Ben dün gece seni kaybettim, bizi kaybettim.Ben kaldım sadece ben...Biliyorum yeni bir sen daha getirecek zaman, biz olmak için.Ama biliyor yüreğim hiçbiri SEN değil !!!

7 Ekim 2008 Salı

BeKLeYiŞ

Artık sana mektuplar yazmak gelmiyor içimden.Yada iki satır bi sevda cümlesi.Dahası sen diye koca bi boşluk içimde, anlamsız bi üşüme.Gitmen yada bitmesi değilde , böyle bitmesi yakıyor canımı.

Zaman geçsin istiyorum, kırgınlıklarım geçsin...Yüreğim bu hastalıklı sevdadan kurtulup iyilessin! Senle geçen zamanı eksilttim hayatımdan eksilttim yüreğimden.Şimdi yüreğimin sevda sayfaları eksik. Kürek kürek kar atıyorum yüreğimden, kırılan dallarımı buduyorum. Dağıttım siyah bulutlarımı Bekliyorum, sabrediyorum ! Yeniden gelsin yüreğime Sevda Mevsimi !

6 Ekim 2008 Pazartesi

KaLBiMMM


Şimdi aklımda tek bir soru...Yerimi kimler aldı, bir zaman benim için yanan kalbi şimdi kimlerin telaşı sardı.

Halbuki neler beklemiştim, neler dilemiştim.Sen neler sundun bana.Elele gezeceğimiz sokaklar vardı, düşleyeceklerimiz.Umutlar salacaktın kalbime korkular değil.Gökkuşağının renklerini sunacaktık birbirimize, hayatımın renklerinin alıp gitmen reva değil.Olmadı !

Bu sevda bizim harcımız değil.Sen yolunu seçtin, bense yalnız senı unutmayı diledim.Şimdi unuttum düşlediklerimizi, aldandığım yalanları.Şimdi unuttum kırıklarımı ve sana dair hiçbirşeyi özlemedim.Savaştan malup çıkmış bir savaşçı gibi yüreğim, pes etti.Bir hataydın! Bu yürek kapılmak için başka bir yüreğin peşinde olan yüreği seçti.Döndü öz vatanına, bedenine! Yaptığı hataları biliyor.Kendine yaptıklarının farkında. Karar verdi Konustu aklıyla.

Bir daha kim olursa olsun ne olursa olsun terk edip gitmicek bedenini, isyan bayraklarını çekmicek aklına. Çünkü anladı kalbim.Kim olursa olsun nasıl olursa olsun.İnsan yalnızlıktan kurtulamıyor.Herkes gidiyor, ummadıkların bile...Ama akıl şefkatli bir anne gibi...Örtüyor affediyor yüreği! Sarıyor kırılan kanatlarını, hazırlıyor gökyüzüne...

GiDeNe...


Gidiyorsun, git. Bende yaralarımı zamana bırakacağım.Biliyorum ardından çok ağlıyacağım! Ama ya sonra...Eminim sana küfürler yağdıracağım.Buda geçicek, sonra pişman olup kendimi suçlayacağım. Öyle ya illaki suçu birisine yüklemeli bu yürek.Durup dururken bitermiydi...
Sevmiyordu beni sevse gitmezdi dicem bi süre, yada yapamadıklarıma yanıcam.Yaşananlar bi kenarda durucak zamanı geldiğinde canımı yakmak için.İlk başlarda hep yaşanamayanlara yanıcam. Bitmesine yanıcam, gitmene yanıcam , kılıflar uydurucam bazen senı bazen kendımı haklı cıkarıcam.Sabah olucak, Gece çökecek.Ama ben bi süre yalnız gecenın farkına varıcam.Sigaralar yakıcam gidenın ardından, belki gene yorganı başıma çeker yatarım bi süre, uyku kaçışlarım olur, kendim bile görmem gözyaşlarımı...Acım geçmez sanıcam, Bu acıyla ölücem galiba...Şehri terk edicem belkide, öyle ya sen gittin ben niye kalayım.Ama bu kaçış bindiğim otobüsün camında yüzümü görene dek sürecek en fazla...Bakıcam yansıyan yabancıya, kendim kendimi tanımıyacam bi süre.Dahası hiç kimseyi...Peki ya sonra ?
Yaralarımı sarmayı öğrenicem, sevgilerin tükenebileceğini öğreneceğim gibi...Gitmeleri kabullenmeyi öğrenicem. Ve kimbilir belkide senı yalnızca hüzünlü bir şarkıda hatırlıyacağım.

" Bu gecede ağlıyorum.Hemde hiç istemeden... Akıyor gidiyor içimden ya gözyaşım yada sen"



( Not :Son ıkı dıze Ali Güven şarkısıdır :)

5 Ekim 2008 Pazar

yOl


Kimi zaman istemeden düşersin yollara.Gitmek istemezsin ama gitmek zorundasındır.Kalman için bi sebeb kalmamıstır.Yada sana artık orda yer kalmamıstır. Yol bitmek bilmez senı alır alırda bi yere götürmez.

Sadece gidersin.Yanında götürdüğün keşkeler büker belini.İçindeki uhdeler, yarım kalanlar yarıda bırakılanlar.

Düşersin yollara nereye varıcanı bilmeden,bi yere ulaşıcanı sanırsın ama; insan aklından yada yüreğinden uğurlamadan ıcını acıtanları, yada bır kutuya kaldırmadan anılarını o yol yalnızca başladığı yere döner.Kilometrelerce gitmişindir belki, bir asırlık uzaklık vardır, aslında ne beynın ne gönlün bir arpa boyu yol almamıstır.Gidersin...Gidersin ama aklın ve yüreğin nerdeyse yine oraya çıkarsın !

3 Ekim 2008 Cuma

^^^AVUNTU^^^

Bazen kendinden olan parçayı ellerinle sunarsın bir başkasının yaşamına.Uğurlarsın sessiz sedasız.Öyle ya güçlüsündür sen.Sana komaz ! Aldırış etmeyen cümleler sarfedersin kendine.
Yüreğini avutursun kendınce beynınle.Bir zaman suskun dinler yüreğin, ses çıkarmaz. Ama ya sonra...Yürek gidenın yasını tutmaya başlayınca.Avutamazsın onu, zaman herşeyi azaltırda özlemi ve ayrılığı arttırırmış. Sanada öyle davranır işte. Yüreğindeki sızı büyürde büyür.İçindeki sese kulak tıkıyıpta yollamıstın ya sevdiğini kendi ellerinle başkasının yaşamına.İşte tam bu zamanlarda o ses çığlık olur. Alışırsın zamanla ama...Zaman öğretir bunu sanada.Avuntu bulursun kendıne gene.Sevgi değildi ki, Aşk değildi.Sevsem yapamazdım diye.
Ama tek bir kare yeter bunca avuntunu yerle bir etmeye. Sevdiğinin eli bir başkasının elinde.Sense uzakta,köşede dilindeyse tek bir kelime!
O BEN OLABİLİRDİM !!!

...kıyı


Bu sabah yine birilerinin yaşamına sığınıcam.Emanet mutluluklar için...Kendime sunulan yaşamın kıyısına vurucam belki. Hangi dalga alır beni yaşamın ortasına, kim kabullenır kendini kabullenememiş bir yüreği! Kendi kıyılarımdan yine sana vurucam, yine sana sığınıcam.Ama duvarlarını aşamıcam, ben hep o duvarın ardında kalıcam ! Biliyorum ve bilmek çok acı...
Aynalara bakıpta bir yabancıyla karşılaşmak, tüm gölgeler aynıyken yerde, Neden farklıdır bedenlerın ağırlığı yada yürek yükü taşınmaz kılırmı bedeni.
Sorgulamak için yanlış yerindeyim yaşamın.Kıyıdan herşey çok küçük, çok ufak. Sana sığınmaya cesaretim yok artık.Duvarlarına çarpmaktan, duvarlarını aşamamaktan yoruldum. Ben yıne senın ıcın kumlara yazılar yazıcam.Biliyorum bir dalga silecek yine ama ben inatla yazıcam.
Bana sunulan hayatı senın için yaşamaktan yoruldum artık, ya çek git kıyılarımdan yada beni de yaşamına al yaşamımın kıyısından!

2 Ekim 2008 Perşembe

_İsYaNNNN


Onca zamanın ardından dün usulca geçtin yanımdan...Meğer bunca zaman kendime yalan söylemişim.Unuttum onu, üzülmüyorum ki...Nasıl başlıyorsa ilişkiler öylede bitebilmeli. BiTTi.

Bitmemiş... İçimdeki sızı dinmemiş, gönlüm halen senın için sızlarmış meğer.Meğer o tüm bitti demeler aklımın gönlüme anlattığı bi masalmış. Sevda unutulmazmış, gönül rafında beklermiş yeniden ortaya çıkacağı zamanı.Bu da öle oldu işte.Küçük bir mazeret yetti gönlümün aklıma isyan bayraklarını çekmesıne. Artık gönlümü avutmuyorum ! Sevmek için seni seçtiyse bu yürek bedeline katlanabilmeli.

ToHuMMM...


Toprak tohumu taşır tam yüreğinde...Tohum ise toprağın dışındaki yaşamı merak etmekte . Toprağın sevgisini bilmekte belki ama önemsememekte.Toprak bilir tohumun kalbini ve eğer "gerçek aşksa gitmez" der. Aralar kabugunu, gösterir yüreğindekine kendisinin dışında kalan yaşamı. Tohum gördüğü gökyüzüne aşık olur.Tohum filiz olur çıkartır başını topraktan kavuşmak için sevdasına.Bu bi ayrılığın başlangıcıdır aslında...Aslında en başından beri bilir toprak tohumun gideceğini . Ama önemi yoktur gitmesinin kalmasının önemli olan toprağın tohuma karşılıksız sevgisi...Tohum sevdalanmıştır gökyüzüne, tıpkı toprağın sevdalandığı gibi kendisine...Ve her geçen gün uzaklasır ondan ulaşıcanı zanneder sevdiğine , gökyüzüne... Toprağın canını acıta acıta uzanmaya ,yetişmeye, kavuşmaya çalışır Gökyüzüne... Tohum artık koca bi ağaç olmuştur. Geçen zaman onu topraktan uzaklastırmısıtır ama sevdiğine, gökyüzüne kavuşturamamıstır.Anlar nafile bir sevdanın peşinde oldugunu, onu asıl sevenın toprak oldugunu... Oysa o tüm kollarını gökyüzüne ,sevdasına dogru açmıştır, bunca olandan sonra dönemez toprağına , bilsede toprağın ona olan sevdasını bakmaz hiç ardına, devam eder kollarını gökyüzüne açmaya...Oysa toprak; ağaç onun sevdasına hiç cevap vermemiş olsa bile yapışır köklerine bırakmaz sevdasını...kanıyla canıyla besler.Bilirki sevda karşılıksızdır.Bilirki sevdalar sevenin canını acıtmadan büyümezler !

_KORKU_


Artık seni görebilme umudu yalnızca albümlerde saklı kalıcak.Olmayacaksın bu şehrin sokaklarında...Seni görebilme umudum olmayacak köşe başlarında.Aynalara bakmadan çıkıcam çogu kez, saçıma başıma aldırmadan.Mühim değil kalabalıkta sana benzeyen sülıetler.Biliyorum, hiçbiri sen değil. Sen bu şehrin kapısını çekip ardına bile bakmadan yol alıcaksın. Geride bıraktıklarını bilmeden. Sevdamı bilmedin, sevdamı görmedin. Oysa birkez bakman yeterdi gözlerimin karanlığına.Olmadı, gönlümün bana anlattıklarını sana hiç anlatamadım.Şimdi ayrılık taze...Dumanı üstünde.Daha kaç zaman oldu ki bu şehrin kapısını kapayalı,beni ardında bırakalı. Mesela gözümü kapasam beliriverir yüzün karşımda, yada şen kahkahan kulaklarımda... Biliyorum artık hepsi benim kum saatim.Çevirip, çevirip yeniden izlicem, düşünücem... Aynı kumlarla koca bir ömrü geçiricem.Albümleri açıcam zamanı koklıcam. Ve en çok bir sabah uyandığımda yüzünü unutmaktan korkucam !

02.10.08

DüŞ...


Rüya bitti.Gidiyorsun.Elimde avucumda yüreğimde ne kadar sen varsa alıp elimden, ardına bile bakmadan beni bir gönül dolusu anıyla bırakıp gidiyorsun. Valizler toplandı.Kelimeler söylendi.
Yaşananlar süzülürken gözlerimden, "Gitme" ler dökülmüyor dilimden. Gidiyorsun.
Bir bitiş değil biliyorum bu gidiş.Sensizliğe merhaba... Seni başkalarının hayatlarına ugurlarken ben , "gitme" ler geçiyor içimden. Gitme ben senı bu kadar severken gitme ! Ardında bırakma benı, Benden vazgeçme ! İşte tüm bunları sustum ben sana...Git dedim git. Hangi masalın ormanında kaybolmak istiyorsan git, alıkoymasın senı hiç bir rüyadan benım sevgim.

1 Ekim 2008 Çarşamba

AYRILIK...


Yıllar önce terkettiği gibiydi dönüşüde kadının.Ani ve hesapsızca...Ve neredeyse terkettiği günkü gibiydi duru güzelliği ve gülüşü...Ama ya adam ? Her geçen gün daha yalnızlaşmıştı ve artık kendine bile yabancıydı. İşte tam o anda bir zamanlar adına " yaşam " dediği insan geri gelmişti. Ama ona yaşamı geri getirememişti. Çünkü adam artık beklentisiz ve sahipsiz bir yaşamın kahramanıydı. Öyle ya; tüm beklentilerini ve umutlarını yüklediği adına "yaşam" dediği
kadın onu terketmişti. Oda birdaha hiç beklememeyi ve umut etmemeyi öğrenmişti. Ona göre yaşam insanlara birkez sunulur ve başka bir insana ancak birkez adanırdı.
Hiçbirşey söylemedi uzunca bir zaman adam. Sanki yaşamını yeniden seyreder gibi baktı kadına ! Önce gözlerine baktı kadının ve bir an yaşadıkları o güzel günleri gördü pırıltısında. Ama farkettiki adam, kendi gözlerinin feri çoktan sönmüştü ağlamaktan. Sonra yanaklarına baktı kadının o kadar güzel ve pürüzsüzdüki kadının yanakları sanki geçip giden yıllara hiç ama hiç aldırmamıştı. Tıpkı adamı terkederken aldırmadığı gibi... Sonra kendi yanaklarını düşündü.En son aynada kendini gördüğünde nerdeyse tanıyamayacaktı. Yorgun ve bitkindi.Tıpkı yüreği gibi...Sonra kadının gülüşüne takıldı gözleri.Halen gülebiliyordu kadın! Yaşananlara ve yaşanamayanlara inat ! Oysa adam en son ne zaman güldü onu bile hatırlamıyordu.
Adam kadının gülüşüne takıldı kaldı. Ve anladıki belkide yaşam sandığı şey ona kendince küçük ama yaşayan için büyük bir oyun oynamıştı.Uzun uzun düşündü adam.Artık kadına verebilecek hiçbirşeyi yoktu. Dahası adına "yaşam" dediği kadın sanki bir yabancı gibi geliyordu ona... Ve biraz korkuyordu.Artık kadına verebilecek ne son bir şansı vardı ne de zamanı.Öyle ya yüreği daha ne kadar taşıyacaktı bilinmez bu yaşam sancısını.Böyle son buldu adamın karmaşık düşünceleri.Suskunluk kısa bir süreliğine bozuldu.
Adam -"git." dedi "git."
Kadın sordu -"ama neden?"
Adam-"Ben sana giderken sormamıştım.Kalmanıda istememiştim, şimdi git diyorum ve sende sorma git."
Kadın döndü arkasını ve uzaklaşmaya başladı. Adam uzunca bir zaman ardından bakakaldı.Gerçi ilk kez olmamıştı bu sahne ama bu kez o kadar acımamıştı içi adamın.Adam ikinci kez uğurladı yaşamını dilinde kendince bir şarkıyla
" Ah gitmek o kadarr kolaymı sandın
Yolların bana aşktır artık...
Ayrılmak o kadar kolaymı sandın
Sensizlik bana aşktır artık."

( NOT :Belirtilen dörtlük Düş Sokağı Sakinlerinin ayrılık şarkısına aittir .)


28.01.07

SEVDAM KALBİMDE DURSUN !


Gönül almış avuçlarına duygularını, bakar aşkından arta kalan hatıralara...Ve aklının ona söledikleri kulaklarında çınlamakta. (akıl )-"Yapma...Bu sevda değil, körü körüne aldanış, acıtır içini, yaralar seni.Düşme peşine, kapa gözlerini görme onu,Tıka kulaklarını işitme sesini ,durdur zamanı akmasın ona.Yine avucunda kırıklıklarınla dayanıcaksın kapıma ey akıl bana bi akıl nasıl unuturum, sızımı nasıl dindiririm söyle bana" (gönül)-" Geldim. Sevdamsın dedim peşinden geldim.Sense beni bi uçurumun kıyısına getirdin getire getire...Oysa ben senden sonsuz gökyüzü, sonsuz denizler bekledim.O da olmadı tatlı bir çift söz bekledim.Dünyama güneş bekledim.Sense bir ömür sürecek karanlıkları indirdin.El insaff bari bir ay beklerdim.Küçük bir umut, zifiri karanlıkta bir ışık...Ama yokkk tek bir ümit bile vermedin. Sevdim. Kusurlarını, eksikliklerini görmeden, Aklımı dinlemeden yüreğimin atışlarıyla sağır olurcasına sevdim.Senle uyandım sabahlara, Senin hayalinle daldım en derin uykulara.O kadar derin bir uykuyduki bu senin hayatımdan çıkıp gittiğini bile farkedemedim.Bi sabah uyandım.Düş bitti... Sensizliğe merhaba.Ayrılığın bahanesi hazırdı sende...Bense uyandığım boşlukta sevdamın peşinde.Sen gittin...Biliyordumda bilmek istemiyordum belkide...Aklım hep söyledi gitmeeeeeee gitmeeeeee bu sevdanın peşinden gitmeeee. Duymadım... Ey akıl geldim kapına nasıl unuturum, sızımı nasıl dindiririm söyle bana...Onsuz zamanda nasıl yol alırım.Onu nasıl unuturum yada onsuzluğa nasıl alışırım.Bi çare (akıl) -Dedim sana " kapılma ona ,yapma. (gönül)-" Sus yeter artık söyleme biliyorum hep haklıydın hep haklısın.Dinlemedim seni .Düştüm sevdamın peşine... Ve ben yine yenildim sana... Ama bu son aldanışım, bu son sevdam, sana sözz BU SON YENİLİŞİM SANA (akıl)- İyi dinle o zaman söyleyeyim sana onsuzluğa nasıl alışıcan; Onu her aramak istediğinde sana söylediklerini hatırla; bırakıp giderken söylediklerini... Evet için acıyacak belki ama onu aramaktan vazgececeksin. Onu her görmek istediğinde enson gördüğün zamanı getir aklına...Yanında bir afeti devran, Biten aşkı kimin umrunda Evet belki biraz canın acıyacak ama inan onu görmek istemiceksin Ve şimdi bırak kendini zamana, sarsın gönlünün kırıklarını, alsın acını... (gönül)- Tamam dediğin gibi olsun ama söyle zamana sevdammm hep kalbimde dursun... ZeYNeP....28.03.08

YİTİK




Yitik bir hikaye bu...Belkide yüreğime anlattığım, avuttuğum yalancı bir masal. Bir varmış, bir yokmuş.

Bir yokmuş ! Vardı evvelimde olmayacak ama gelecekte. Varlığına alışmak an sürerken yokluğu canımı acıta acıta kör bir karanlık gibi lime lime sızıyor içime.

MASAL SON BULDU.

Gerçekle yüzleşme vakti. Meğer yaşam diye kendime kumdan kaleler kurmusum. Bir ömür biriktirdiklerime ufak bir rüzgar yetti. Oturdum yıkıntılarımın kıyısına ayaklarımı sallamaktayım boşlukta...Ne kadar sürer bu boşluk bilmiyorum, Bilmiyorum hiçbirşeyi...

Sen diye ne varsa bildiğim, güvendiğim şimdi onlar benim büyük sızım.Boşluk ne zaman biter , yüreğim bana ne zaman döner bilmem. Şimdi yıkıntılarımın arasında son bir dileğim var.

Unutma Beni...

Seni en çok seveni.Körü körüne seveni unutma. Sakla yüreğinin bir kuytusunda.Zaman zaman çıkar ortaya, hüzünlü bir şarkının nakaratında mesela...

Bense seni gözlerimin karanlığında saklıyacağım.Ve sana söz tüm hüzünlü şarkılarda ben yine sadece sana ağlıcam