25 Kasım 2008 Salı

Çocukluk İşte...




Çocukluk işte benimkisi...Başkasının elinde gördüğün bir oyuncak için ağlamak gibi bişey...Elde edememenin hüznü...Seni başkasının yanında görünce sızlanmalarım ağlamalarım ondan, içimde bir yerlerde ufak bir kız çocuğu gizli.
Çocukluk işte benimkisi...Yetişemediğinin ardından koşarken düşersin ya hani, dizlerin kan revan içindedir. Ellerinde bir acı...Yüzüstü yere kapaklanmanın sancısı...Uçurtmanın güzelliğine aldanıp sürüklenirken peşinden görmezsin ya hani yolun üstündeki engelleri...Öyle birşey işte...Masum bir aldanış belkide. Sonunda bana kalan yalnızca sızı...Senin ışığının etrafında dönen küçük bir ateş böceği gibi...Gülüşüne takılıp sonumuzu göremedim.Işığın kör etti beni.
Çocukluk işte benimkisi...Çikolata yerken eline yüzüne bulaştırırsın ya hani...Seversin ama yemeyi beceremezsin...Galiba seni sevmeyi de beceremedim, bu sevda elime yüzüme bulaştı.
Sen başkasını seviyorum dediğinde sana küstüm ya hani... Kızma bana! Çocukluk işte benimkisi... Senın yolunda koşarken düşmekten yoruldum, yüreğimde senden kalan yamalardan yoruldum...Çocuk gönlüme bu sevda ağır geldi.Sanada Sevdayada küstüm!

Hiç yorum yok: