30 Mart 2009 Pazartesi

...VeDa...


Saat kulesinin önünde ayrıldı kadın ve adam...
"Kendine iyi bak." dedi adam.
Kadın tabi ki dedi, bakarım sende bak olurmu...
Adam son birkez konuşmak istedi
Sonra vazgeçti!
Kadın son birkez duymak istedi
Adam vazgeçti...
Yağmur şahitlik etti tüm bu olanlara!
Hiçkimse çaba göstermedi!
"Gitme"lere asla ses verilmedi.
Herşey gönlünce olsun söylendi bir çift...
Gönülleriyse ikisinide kaile almadı
İkisine de inanmadı...
Herkes ait olduğu yöne gitti!
Rüzgar ikisine de eşlik etti
Adam bir sigara yaktı,
Kadın iki damla gözyaşı akıttı
Aynı gökyüzünün altında
Devam ettiler yaşamaya...




DEV!

Varlığına inanmıyorum, yokluğuna da...En önemlisi sanada! Seni ben büyüttüm içimde, kalbimi dev aynan sandın, en kötüsüyse kendini de dev...

Şimdi yaşadığın hayal kırıklıklarının sebebi olduğum için üzgünüm! Aynaya baktığın zaman aksine kızma...Sen hep o kadardın aslında!

...


Aynı gökyüzünün altında usanmadan oturuyorum ! Seninle beraber çekip gittiler diye kızmıyorum yıldızlara...Senden yana çıkanlara! Sana bile kızgın değilim, gücün buna yetiyordu senınde! Herkes cesaret edemez kalıp yüzleşmeye!

Aynı gökyüzünün altında oturuyorum ben hâlâ...Olanların sorumlusunu aramıyorum, bir katili yada! Gidenin yasını tutmuyorum yada...Anlamaya çalışmıyorum, hak vermeyede...Sadece devam ediyorum kaldığım yerden hayata! Sen şimdi umursamazlığıma şaşıyordursun, anlam veremiyor, öfkemi dizginlediğimi sanıyorsundur!

Hayır sevgili...Düşüncelerin aslında kalbinin tesellisi! Ben sıramı savdım, şimdi sıra sende! Umursanmazlığı ve değersizliği hissediceksin iliklerinde...Hissettikçe değerini görmek için arayıp bulucaksın beni, bakıcaksın gözlerime; ama nafile! Hükmün yok artık, gönlümde yada gözlerimde! Aksini sildim ruhumun aynasından, şimdi içimde kör bir aydınlık,siyahımı ardımda bıraktım,seninle...Sense bundan sonra birilerini benim seni sevdiğim kadar sevmek için çabalayacaksın, umutsuzca ve şuursuzca, sevdikçe kendini akladığını sanacaksın! Daha hiç birşey bitmedi sevgili...Sen daha gölgenle dövüşüp, aksinle konuşacaksın! O bile olmayacak senden yana...Gözlerin mesela, her baktığında hatırlatacak beni sana,"Küçük bir kız kayboldu diyecek bu karanlıklarında"

YENİ UYKU, ÖLÜM...


Duydunmu huzurum, ben dün öldüm! Ağrısız, tasasız, anlık...Bir koca ömür sevmiştim ya seni, bir solukta nasıl terkettim bende bilmiyorum! Sana dair kaygılarım yok artık şükür ki sızılarım da...Hatta umrumda bile değilsin.Bende şimdi yeni bir telaş var, bilinmeyenin merakı...Öyle ya ben ezberlemiştim sana dair ve bana dair olanları.Uzun bir uykudayım şimdi, aslında uyandım da denebilir!Gözlerim açıldı diyeceğim ama aslında kapandı.

Sağıma yatırdılar beni, bilmezler ki bu kız sağına yatmayı hiç sevmezdi! Hayatı erken bıraktığımın tasasında herkes, ben senden sonra kaldığım yerden devam edemedim ki...

Bunun içindir pes edişim, pılımı pırtımı toplayıp gidişim.

Şimdi sen kaldığın en güzel yerden devam et hayatına...Bir daha hiç bu kadar çok sevilmeyeceksin unutma!



24 Mart 2009 Salı

SESsiz


Bir zamanlar kulaklarına fısıldadıkların, başkalarında ses bulmaya başlamışsa...Hatır gönül kalmamışsa ortada,Zerrelerini bile zerrelerine ayırmaya kalkmışsa,hiçkimseye kızma...

Gözyaşlarında gemiler yüzdürülüyorsa, senin hüzünlerin başkalarının çocuk gönlüne balon olmuşsa kimseye kırılma!

En çok kendin yaraladın kendini ! Öğrenemedin yaralarını göstermemeyi...Şimdi neye öfken, neye kinin...O bıçağı onun eline tutuşturan sen değilmiydin ?

Hadi kalk, Tut elinden kaldır kendini.Yine düşürdüler bak seni...Sırt üstü hemde! Koca bir set oldu senin masum kelimelerin, sinsice durdu arkanda ve bak tepetaklak etti seni!

Yeter artık yeter! Hiç susmayacaksın değilmi!!!

21 Mart 2009 Cumartesi

SİTEM

Ben...Ben senin için zamanı geldi toprak oldum sevgili...Toprağın ağaca olan sadakati gibi...Kanımla canımla besledim seni!

Peki ya sen...Ya sen sevgili...Ne zaman zoru gördün, benden vazgeçtin! Yaprağından vazgeçen dal gibi...

19 Mart 2009 Perşembe

...MEKTuP!


Şimdi sen bu mektubu aldığında, nereden çıktı şimdi bu seneler sonra diyeceksin.İçindeki anlamsız telaş gözbebeklerinde son bulacak.Anlık da olsa yüzüm gözlerinin önünde belirecek, bana duyduğun sevgi ve öfkede kalbinde...Ama biliyorum, unutmuş olmayacaksın beni, sadece alışmış olucaksın yokluğuma...Pek de aldırmayacaksın!
Ben giderken demiştin ya hani; gitme kaybolucaksın! Kayboldum baharım, hiçkimsenin hiçbirşeyi olamamak yordu beni, kayboldum...Seni haksız çıkarmaya çalışırken, haklılığın yaraladı beni...Zaman geldi aklımı kaybettim zaman geldi kalbimi...İkisini bir bedende zaptedemedim.Pişman olucaksın demiştin ya hani...Pişmanım baharım pişmanım şimdi!


Dönmeye yüzüm yok, hakkımda...Biliyorum baharım! Sen bana kapılar açtın, ama ben...O kapıların ardına duvarlar ördüm! Olmaz seninle dedim, yapamam! O kadar çok kıymetli hissettim ki kendimi senın yanında...Sonunda senı kendime layık görmedim! Beni kıymetli kılan senin bana yüklediğin anlamlarmış, bilemedim.


Şimdi cümleleri tarafından terkedilmiş bir kağıt gibiyim! Anlamsız, boş...Senden sonra anlamlarımı yitirdim!


Sen bir baharmışsın sevgili...Gülüşün ise baharımın güneşi! Bu serseri kalp zamanında bunları hiç bilmedi,bundandır ki dile getiremedi...Şimdi sanadır tüm gözyaşlarım sevgili! Yağmur olsun baharıma!Zamanın seni haklı çıkardığını, beni yanlız bıraktığını hiç unutma !








SOKAK LAMBASI


Ben bir sokak lambasıyım senin için sevgili...

Senin kendine ördüğün duvarlar zaman geldi seni karanlığa sürükledi!

Kendi aydınlığımı bölüştüm, karanlığına ışık oldum.

Ama duvarlarını aşamadım, ben hep o duvarların dışında kaldım.

Çok söyledi bir arsız kelebek...

Tüketme kendini, o senin farkında değilki...

Zaman mı haklı çıkardı onu yoksa sen mi bilmem!

Ama sen başka ışıklar,başka aydınlıklar bulduğunda bile kendine

Sokak lamban birgün olsun seni terketmedi!

Ben bir sokak lambasıyım sevgili...

Varlığımı farketmen için,

İlla karanlıkmı çökmeli?

18 Mart 2009 Çarşamba

...RÜZGAR...


Ben seni çok sevdim sevgili, benim binde birim kadar sevmeyenler geldi aldı seni...

Seni tüketmeye çalışırken içimde,tükettim kendimi...

Sana dair iki damla gözyaşım vardı yüzümde,

Onu da az önce rüzgar, bana layık görmedi aldı!

Şimdi hiçbirşeyim yok sana dair,

İçim tuhaf...

Rüzgar pişman, aldıklarından...

Ama gururlu, geri vermiyor baksana,

Gidemiyorda yanımdan,

Saçlarımı okşuyor usulca,

Üzülme Ben Varım der gibi...

Hep senden dinlediğim o şarkıyı

Şimdi rüzgar söylüyor bana sevgili...

Hayat ne tuhaf değilmi...

Ben seni çok sevdim!

Rüzgarsa beni...

RenKLeriN MaSaLı...


Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde...

Bir gün'ün batımında, iki uzak şehirde,

Kör bir kız ile genç bir delikanlı yaşarmış!

Zaman geçmiş, yollar akmış...

Genç'le kız denize yakın bir yerde karşılaşmış.

Delikanlı kıza denizi anlatmış, ama herkes gibi değil...

Delikanlı kıza mavi'yi anlatmış!

Kızın siyahlarının yanına mavide yerleşmiş...

Kız mutlu, kız umutlu... denizin kokusunu ilk kez renklendirmiş!

Sonra delikanlı kıza kırmızıyı anlatmış...Sonra yeşili...

İlk kez karanlığını gökkuşağıyla süslemiş!

Zaman geçmiş renkler tükenmiş!

Kız delikanlıdan öğrendiklerini insanlara anlatmaya başlamış...

İnsanlar şaşkın, kör bir kız bunları nasıl bilirmiş!

Kız ona bunları delikanlının anlattığını söylemiş...

Söylemiş ama nafile...

Adı çoktan çıkmış büyücüye...

Birgün birgece almışlar evinden kör kızı,

"Sen büyücüsün" diye...

Götürmüşler çok uzaklara,

Atmışlar bir kuyunun dibine!

Çok zaman sonra duymuş delikanlı...

Kör kıza olanları!

Meğer kendi dünyasındaki aydınlık kıza sunduğu bir karanlıkmış,

Yada bir başkasının renkleriyle yaşanmazmış!

Renklerin bittiği yerde karanlık başlarmış!


17 Mart 2009 Salı

...Şimdi BEN...


Şimdi ben, öznesi sen olan cümlereriminin ağırlığından kurtarıyorum seni...Çok zaman sonra, bir sokak arasında,bir yabancının kokusunda, ben gelicem aklına! Öyle pat diye, durduk yere...


Aklının gönlüne ve bana söylediği yalanların bir bedeli olmalı değil mi?Sonra sen gönlünün aklından aldığı intikamla bölüneceksin...Bir yanın kokuyla gidicek...Çok yıllar öncesine.Bir yanın, hani sana akıllar veren yanın kalıcak yanında... uğraşıcak seni teselliye...


Teselli edicekler seni, sen istemiştin bu gidişi...Sen göndermedin mi gideni...Sana sorular sormadı diye kızma, cevaplar mühim mi? Nasılsa onuda bir yoluna koymuştur senin bir yanın, sana akıllar veren o yanın!


Hiçbir şey bırakmadığımı sanma, yada hiçbirşey götürmediğimi...Kalbine sor bakalım, neler kaldı neler eksildi ?


Şimdi ben gidiyorum sevgili... Belki yıllar sonra da senin öbür yarın...

16 Mart 2009 Pazartesi

KoRKMa SeVGiLi...


Hiçbir yol çıkmaz sana bilirim.Bundandır ki her yol aynı...Nereye saptığı önemli değil,nerelerden geçtiği...Biliyorum ya ben, yolların sonunda sensizliğin beklediğini!


Şimdi yeni bir sensizlik kuracağım kendime, içinde sen olmayan! Yokluğun varlığını unutturmalı bana, yaşanmaz yoksa...Kelimelerimi aldım hayatından tüm susmalarım armağan sana...Sesim yok,soluğum yok,elim kapıda...Ayak izlerimde silinir zamanla,kulaklarından sesimi illa ki alır zaman korkma!


Şimdi ben senin bana öğrettiklerini hayatla paylaşıcağım...


Korkma sevgili,dönmen dileğim değil artık.Dönme de...Varlığına gücüm yok, inancımda!Olduğun yerde kal,korkaklığınla...Bense artık hayata koşullar sunmaktan vazgeçtim, senden de...Hiçbir alışkanlığını değiştirme karşına ben çıkarım korkusuyla...Bana dair ne varsa toplayıp gidiyorum,sana dair olanları götürdüğümü sanma...Ben gittikçe sana ait olanlar dökülecek gönlümden...Ve bir sabah uyandığımda belki yastıktaki iki damla gözyaşında olucaksın belkide küllükteki bir çift izmaritte...Ama eminim sevgili ben senın korkularında olucağım...


Hiç kimsenin seni bu kadar çok sevememesinden korkacaksın, birgün senide senin beni bıraktığın gibi bırakmalarından korkacaksın, mutsuzluktan korkacaksın...Sen korkularınla yaşarken, ben bu korkuları tüketmiş olucağım...


Şimdi ben, "biz" den beni alarak yoluma devam edicem...Biliyorum ki benim canımı acıtan "biz"di...Korkma sevgili, sen de birgün korkularını tüketiceksin!

6 Mart 2009 Cuma

...GüNeBaKaN...


Ben bir günebakanım sevgili, Seni güneşim bildim.Sense beni peşinde sürükledin,yelkovanın peşinde bir akrep gibi kısacık bir an olsun istedim, senınle olan...Ben bir günebakanım sevgili, seni kıblem bildim.Sense beni hiç bilmedin!

Yoruldum senın peşinde savrulmaktan,kavruldum! Rengimi kaybettim,rengimden oldum,renginden aldım.

Ben bir günebakanım sevgili,güneşinden yorulan...Olgunlaşan! Anladım güneş yar olmayacak bana...Eğdim başımı toprağa,bekleme artık dönmem yüzümü sana...Anladım ben artık toprak "YÂR" bana...

5 Mart 2009 Perşembe

ZaMaN


Zaman şefkatli bir refakatçi gibi dikiliyor başımda..."Ben geçicem, akıcam ve sana unutturucam." tesellileri mırıldanarak kulaklarıma, beni derin bir uykunun koynuna teslim ediyor.Uyuyorum...Uyanıyorum.Zaman geçiyor.

Ne kadar da olmuş gideli diyorum,galiba unutmuşum.Sonunda başardım diyorum!Suratımda aptal bir gülümseme...Savaş kazanmış komutan edası...!Kendi kendimi kutluyorum.Sonra tam bu kutlamaların ortasında, bir köşe başında, bir yabancının suratında tamda gamzesının çukurunda sen beliriyorsun.Yine yeniden ne yaptıysam kendı adıma, mahvediyorsun!




<3 <3 <3

Aşk diye bir sarhoşluk yok! Koca bir yalan...Kendine en büyük kötülüğü yapar bu yalana körü körüne inanan...Ayık olmanı insan, Aşk kapıdan girince,Aşka ayık yakalanmalı...Yoksa ayıldığında emin olamaz insan, yaşananlar gerçekten yaşandı mı? Yada yürek yine kendi kendini mi kandırdı...

Salıncak...


Sen bir çocuksun sevgili...

Aşkım ise sana ancak bir salıncak!

Biliyorum.Bu hoyrat çocuk birgün sallanmaktan bıkacak.

Hiç bilmeyecek, kırılmak pahasına onun çocuk gönlünü eğlendirdiğimi...

Hiç bilmeyecek; korkum kırılmak değil,onun eğlencesinin yarıda kesilmesi...

Aşkım sapa sağlam bir dal gibi,beklicek seni çocuk!

Sen vazgeçene kadar vazgeçmicek.

Biliyor ama gönlüm! Bu çocuk , salıncağını terkedicek!

Peki sen biliyormusun çocuk?

Nereye gidersen git, ne yaparsan yap...

Aşklar geç, şehirler geç...

Çocuk gönlün bu salıncağı hep arayacak!